-
1 couler
Iv i1 jaillir akmak2 se vider akmak◊Le robinet coule. — Musluk akıyor.
3 se noyer batmak◊Le bateau a coulé. — Gemi battı.
IIv t1 batırmak3 mettre dans un moule dökmek -
2 déverser
-
3 fuir
Iv tkaçmak◊Ils ont fui leur pays. — Ülkelerinden kaçtılar.
IIv i1 se sauver kaçmak◊Tu l'as fait fuir avec tes questions. — Sorularınla onu kaçırttın.
2 goutter, couler akıtmak◊Son stylo fuit. — Dolmakalemi mürekkep akıtıyor.
См. также в других словарях:
akıtmak — akıtmak; göndermek I, 212 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
akıtmak — i, e Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaş akıtmak (veya dökmek) — ağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül akıtmak — âşık olmak, sevmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan akıtmak — kurban kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşını içine akıtmak — duyduğu acıyı, üzüntüyü sezdirmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanını içine akıtmak — sıkıntısını belli etmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzımak — akıtmak, dökmek, damlatmak, çekiden, yaş ağzimak, yaş dökmek, girye ve nale etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
akızmak — akıtmak, cari etmek, yaş akızmak, isale i demu etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüşmek — akitmak, II I, 60bkz: yu şmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İSALE — Akıtmak, dökmek. * Seyyal kılmak. Cereyan ettirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük